20 Haziran 2015

Türkiye’ye savaş tuzağı kurmak isteyenlere dur demeliyiz!

“Erdoğan orduyu Suriye'ye sokup erken seçime mi gitmek istiyor?..”

Lafı uzatmak istemiyorum.
Bu yazım bir uyarı yazısı.
Başta Sabah gazetesi olmak üzere yandaş gazetelerin dünkü manşetleri kaygı vericiydi.
Sabah, PYD’nin DAEŞ’ten(IŞİD) daha tehlikeli olduğunu ilan ediyordu gazetenin tepesinden.
Haberin spotları şöyleydi:
“Ankara'daki askeri kaynaklar:
DAEŞ (IŞİD) en fazla 2-3 yıl sonra yok olabilir. Ama etnik tampon bölge kuran PYD daha uzun süre kalabilir. 
Askeri kaynaklar; PKK’nın Suriye kolu PYD'nin tampon bölgesinin, iç gelişmelere paralellik gösterek, sınırın güneyinden, ülkeyi hedef alabileceği uyarısını yapıyor.” 
Star, Yeni Şafak, Akşam gazetelerinin manşetleri de Sabah’la aynı havadaydı.
Aydınlık’a gelince, yandaş sınıfına girmese de, bu gazetenin de manşeti muhtemel bir ‘Suriye operasyonu’na işaret ediyordu:
“ABD'nin PKK eliyle etnik temizlik yaparak Kürdistan'ı Akdeniz'e ulaştırma operasyonu, Ankara'yı harekete geçirdi. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'in de bulunduğu Bakanlar Kurulu'nda ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde 'Kürt Devleti'nin alt yapısını hazırladığı tespiti yapıldı ve TSK'nın harekat planları masaya konuldu. Dün Tayyip Erdoğan başkanlığında yapılan güvenlik zirvesinde de TSK'nın alacağı önlemler konuşuldu.”
Dün bu haberleri okuduktan sonra üst üste beş tweet attım. Hepsi şu cümleyle başlıyordu:
“Erdoğan orduyu Suriye'ye sokup
erken seçime mi gitmek istiyor?..”
Şu tweet’le devam ettim:
“Erdoğan orduyu Suriye'ye sokup
erken seçime mi gitmek istiyor?.. Ya da bunun için bir AKP-MHP koalisyonu olabilir mi?”

 



Düğmeye Saray’dan basıldı 

PYD-PKK ikilisini IŞİD’den daha tehlikeli görmek ve bu nedenle Suriye’ye girmek bölgede barışı torpillemektir!

Şimdi söylemek istediklerime gelince:
Yandaş gazeteler manşetlerde hep bir ağızdan aynı şarkıyı söylediklerine göre, düğmeye Saray’dan basıldığı konusunda herhangi bir kuşkum yok.
Bu durumda, Tayyip  Erdoğan’ın niyetinin orduyu Suriye’ye sokmak olduğu da söylenebilir.
IŞİD’den daha tehlikeli gördüğü PYD-PKK ikilisini Suriye’de -ya da Suriye Kürdistanı’nda-  temizlemeye çalışırken, böyle bir savaş atmosferinde Türkiye’yi ‘erken seçim’e zorlayabilir.
Hatta bunun için bir AKP - MHP koalisyonu da gündeme gelebilir.

Savaş tuzağı 

 

Evet, lafı uzatmak istemiyorum.
Bu, Türkiye’de barış değil savaş demektir.
PYD-PKK ikilisini IŞİD’den daha tehlikeli görmek ve bu nedenle Suriye’ye girmek, yineliyorum, sadece Türkiye’de değil, bölgede de barışı torpillemektir.
Türkiye’yi Ortadoğu’da savaş batağına çekmektir.
Türkiye’yi Güneydoğu’dan başlayarak patlatmaktır.
Bu ülkede aklını ekmek peynirle yemeyenler, bu kanlı tuzağa, bu ‘savaş tuzağı’na ‘dur’ diyebilmelidir.
Türkiye, seçim sandığında hayal kırıklığına uğrayanların son derece tehlikeli -savaş-tuzaklarına düşmeyecek kadar deneyimli ve büyük bir ülkedir.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder’den: Barışa en yakın zamandayız, düne göre umudum misliyle fazla!

2024'ün sonunda Türkiye'nin önünde bir umut penceresi açıldı mı? Bu soruya, ihtiyatlı bir dille, "Evet açıldı" diyorum. Aynı soruyu, cumartesi günü İmralı’ya giden Pervin Buldan ile Sırrı Süreyya Önder'e de sordum…

Yeni yılda barış umudu mu, neden olmasın?..

Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder'den oluşan DEM Parti heyetinin İmralı'da Öcalan'la buluşmasıyla bir barış kapısının aralandığı söylenebilir

Nimet'e özgürlük!

İnsan Hakları Derneği’nin kurucularından Nimet Tanrıkulu, 29 Ekim 2024 tarihinde, hukuk dışı bir kararla tutuklanıp Ankara Sincan Kapalı Cezaevi'ne kondu

"
"